YOL HARİTASI Bilmediğimiz, yabancısı olduğumuz bir yere gitmek istediğimizde orayı bilen kimselerden bilgi alırız. Hangi ulaşım araçları gider. Ne zaman gider. Nereden gider, nerede durur, son durak neresidir, son duraktan sonra gideceğimiz adrese nasıl gitmemiz gerekir gibi bizi rahatlatacak yolculuğumuzu kolaylaştıracak bilgileri öğrenmek isteriz ve öğreniriz. Ama asıl vatanımız olan ebedi mekana, cennete kavuşabilmemiz ve oraya ulaşabilmemiz için ihtiyacımız olan bilgi ve donanıma sahip olma noktasında genel anlamda çok da istekli olmadığımız bir gerçek. Oysa o uzun yolculuğun şifreleri ve yol haritası elimizin altında. Allah, son peygamberi ve bizim peygamberimizi bunun için göndermiş. Peygamberimiz şu anda cismen aramızda değil. Ama onun sünneti ve Allahın kelamı olan Kuranı Kerim aramızda ve elimizin altında. Peygamberimiz, vefatına yakın “Size iki şey bırakıyorum, onlara sıkı sıkıya sarıldığınız müddetçe yolunuzu şaşırmazsınız. Onlar, Allahın kelamı Kuranı Kerim ve benim sünnetimdir” buyurarak biz ümmetini son kez uyarmıştır. Geçtiğimiz Pazartesi gününün akşamı Lapsekinin Çamlık Çay Bahçesindeki çadırda Namaz ve Kuranı Müslümanların hayatlarına sokabilmenin gayreti içerisinde olan, bunun için Türkiye içinde veya dışında bir çok yerde konuşmalar yapan kardeşlerimizden Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinin Karaköy köyünden hemşehrimiz Ahmet Bulut kardeşimizin konuşması vardı. Güzel ve verimli bir program oldu. Ahmet Bulut kardeşimiz, Kuran ile aramızdaki engellerin kaldırılması Kuranın metin ve mealinin mümkünse tefsirinin okunması gerektiğinin önemini verdiği değişik örneklerle anlatmaya çalıştı. Programa katılan dinleyicilerden birde söz aldı. 9 Aralık 2013 ten 9 Aralık 2014’e kadar bir senelik zaman içerisinde Kuranı Kerimin mealini en az bir defa okuma sözü. Gazeteci Abdurrahman Dilpak’ın Kuran mealini sonuna kadar okuyup bitirdikten sonra Nas Suresinin sonuna “Okudum, anladım ve kabul ediyorum Yarabbi!” notunu düştüğünü aktardı. Yapılan araştırmalarda Müslümanların yüzde doksanının evinde Kuranı Kerimin bulunduğunu ama okuyanların oranının az olduğunu hele hele meal ve tefsirinin okunmasının ise çok daha az olduğu gerçeği dinleyicilerin dikkatine sunuldu. Sahabenin Kuran öğrenimi, “on ayeti okuyor öğreniyor, anlıyor ve hayatında uyguluyor, sonra diğer on ayeti öğrenip anlamaya çalışıyor” şeklinde anlatıldı. Bizi ayakta tutacak olan ve hedefimize ulaştıracak olanın Kuran olduğu vurgusu yapıldıktan sonra Kurandan ayrı kalmanın şeytanın tuzağına düşmeyi ve şeytanın dostu olmayı beraberinde getireceği vurgusu yapıldı ve şu ayet meali hatırlatıldı. “Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.” (Zuhruf Suresi: 36) Şeytanı dost edinenin gideceği yerin cennet olmayacağı her halde herkesçe malumdur. Ahmet Bulut kardeşimizden Allah razı olsun. Allah, gayretinin ve emeğinin mükafatını hesapsız olarak kendisine versin. Pusulasını kaybedenin yolunu bulması zor olduğu gibi, Hayat Kitabımız Kuranı Kerime sırtını dönen ve hükümlerini görmezden gelenlerin de hem bu dünyada hem de öbür dünyada işinin kolay olmadığını bilmekte yarar var. Çünkü Kuran bize yani hayatta olanlara gönderilmiş. “Diri olanı uyarması ve kâfirler hakkındaki sözün hak olması için (Kur'an ona indirildi).” (Yasin Suresi: 70) Kuranı Kerim ile irtibatımızın güçlenmesi, Kuranı hayatımızın rotasının belirleyicisi olması ümidiyle… Allah’a (c.c.) emanet olun… Eğitimci-Yazar Hüseyin Kahraman
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
|